Birçoğumuz adaylık açıklamasını beklemekle beraber “Değişim” iddiasını çok sert sözlerle yineleyip şartlı bir adaylık vurgusunun ön plana çıkacağını bekliyorduk.
Göreve gelişinin dördüncü yılı münasebetiyle mayıs ayında yapılan toplantıyı salonda izlemiştik. Adet yerini bulsun diye İstanbul’a yapılan hizmetlerin sayıp dökümünün ardından soru-cevap kısmıydı o toplantıyı önemli kılan.
Dünkü toplantıyı ekran başında izledik. İmamoğlu’nun gerek söylemleri, gerek vücut dili gerekse konuşmasının içeriğinde epey bir fark vardı. İlk toplantıda meydan okuyan, adaylık konusunda kendisini asla bağlamayan bir dil kullanan İmamoğlu, dün adaylığını net bir şekilde ifade ederken “Değişim”e yönelik savlarını daha mutedil bir dille yineledi.
Yine ilk toplantıda seçim yenilgisi nedeniyle zaten moralsiz olan CHP’lilerin yerel seçimlere umudunu yerle yeksan eden ve “Bu parti seçime kadar toparlanamaz. Bu kavga karakolda biter” psikozuna sokan bir hava hakimdi.
Dünkü İmamoğlu, konuşmalarında değişim vurgusu yapmasına karşın CHP örgütüne ve seçmene moral veren, motive eden sözler sarf etti. İmamoğlu’nun konuşmasında şu sözler önemliydi:
“Aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp milletçe bu sürece odaklanmalıyız. Bu büyük başarı için parti ayrımı yapmadan beraberce hareket etmemiz gerekiyor. Ben 2019 seçimlerindeki gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. İBB’yi hep birlikte korumalıyız. İBB’yi bu iktidarın eline geçmesinin maliyetini fark etmeliyiz. CHP önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin aynı zamanda yerel seçimleri kazanması da bir zorunluluktur. CHP’liler bu yüksek kazanma arzusu azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindedir. Bu tarihi bir sorumluluktur. Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıkları değil belediye meclislerini de hep beraber kazanmalıyız. Bunun için bütün örgütümüz belediye başkanlarıyla birlikte bu değişim ve dönüşüm sürecini en güçlü şekilde tamamlayıp uyum içinde çalışmak zorundadır.”
Efor sarf edecek
Kurultayda elbette başka bir adayı yine destekleyebilir, parti yönetimine liste çıkarabilirdi. Bu da her CHP’linin olduğu kadar İmamoğlu’nun da hakkıdır. Ancak neredeyse her akşam bazı katılımcılar ve gazeteciler güya İmamoğlu’nu destekleme adına ekranlarda seçmene adeta sandık boykotu yapmaları yönünde telkinde bulunuyordu.
Şimdi İmamoğlu, aylardan beri sandık boykotuna yönlendirilen seçmenleri yeniden harekete geçirmek için iki kat efor sarf edecek. Yerel seçimlerde ittifak konusunda yaptığı açıklamada dikkate değer ve önemliydi. Zira İYİ Parti’nin Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da da Ekrem İmamoğlu’nun aday gösterilmesi halinde ittifaka yeşil ışık yaktığı söyleniyordu. Yeşil Sol Parti’nin de bir kez daha kendisini desteklemesi için İmamoğlu’nun diyalog kurmakta sıkıntı çekmeyecektir.
Adaylığı konusunda partinin kararına güzel bir atıfta bulunmuş oldu İmamoğlu.
CHP tarihi boyunca pek çok badire atlatmış ama düştüğü yerden kalkmasını bilmiş bir belki de tek partidir. Yerel seçimlerde hezimet temennisinde bulunanların hayli fazla olduğu bu dönemde hızla kenetlenip, örgüt ve seçmenin yeniden motive olması halinde başarısız olmak için bir neden yok.